Mu Uygarlığı ve Türkler
Mu Uygarlığı`na Atatürk de ilgili olmuştur. Bu ilginin nedeni, Türklerin ve Türk dilinin kökenine duyduğu bilimsel meraktır. Bu amaçla Türk Dil ve Tarih Kurumunu kuran Atatürk`e emekli bir general olan Tahsin Mayapetek, Güney Amerika uygarlıklarından Maya Uygarlığı`nın dil kültürü ile Anadolu ve Orta Asya kültürleri arasındaki benzerlikleri ortaya koyan bir rapor sunmuştur. Raporu inceleyen Atatürk bu konu hakkında daha geniş araştırmalar yapmak üzere Tahsin Mayapetek`i Meksika`ya ateşe atamıştır. Tahsin Mayapetek, Meksika`da, Maya Uygarlığı`nı incelemiş ve Türk kültürü ile arasındaki şaşırtıcı benzerlikleri tespit etmiştir. Örneğin; 130`dan fazla kelimenin Maya ve Türk dillerinde aynı ya da çok benzer olduğunu görmüştür. Asıl şaşırtıcı gelişme ise, James Churchward`ın kitapları ile karşılaşması olmuştur. Atatürk`ün emri ile bu kitaplar Türkiye`ye getirilmiş ve bir tercüman ordusu tarafından hızla tercüme edilmiş ve daktilo sayfalarına dökülmüştür. Atatürk özellikle bu çevirilerden “Kayıp Kıta Mu” ve “Mu`nun Çocukları” ile ilgilenmiş, Orta Asya, Uygurlar ve Türkler ile ilgili çeviri sayfalarına notlar almış, öz Türkçe ile ilgili konuların daha da araştırılmasını istemiştir.
Mu sembolleri, Geçmişin Geleceği Kucaklaması Gibi
Akademideki öğrencilik yıllarımdan bu yana tutkum hiç değişmedi, mitoloji benim en sevdiğim derslerin başında geliyordu. Güzelin ve mükemmelin çekiciliğine hep kapıldım. Müzik temalı resimlerimde daima, önce besteciyi, sonra da yorumcuları hayranlıkla izledim. Onların olağanüstü mükemmelliklerini, farklılıklarını, bende hissettirdiklerini anlattım resimlerimde. Veya; nü çalışmalarımda insanın bütünlüğünü ve güzelliği önemli oldu. Gündoğumunun kozmik büyü olduğunu düşündüm. Dolayısıyla, Mu Uygarlığı`nın düşünce ve inanç mükemmelliği, insanın geçmişinde uzanabildiği ilk çıkış noktası olması özelliği ile de beni çok etkiledi. Düşünce ve sanat tarihi üzerine yıllardır yaptığım araştırmalar beni bu gizemli ve sihirli dünyaya taşıdı. Resimlerin isimlerinden ve sembol açıklamalarından da anlaşılacağı gibi, renk ve fırça ile yorumlamak benim için tutku haline dönüştü. Bugün yaşadığımız uygarlığın Mu Uygarlığı`nın mirası olduğunu bilmek heyecan verici; geçmişten öğrenecek çok şey var diye düşünüyorum.
Sanatçı Özgür Kişidir
Sanatçı, özgürlük içinde yaratandır. Onun için mutlak özgürlük, yaşamı sanatla anlatabilmesi için şarttır. Konular ne olursa olsun, ruhumun yansıdığı, anlatmak istediğim her şeyi ifade ettiğim yer, tuvallerimdir. Mu sembolleri, burada anlatmak istediğim temada bana kılavuzluk yaparken, geçmiş, bugün ve geleceği aynı zaman diliminde oluşturmama olanak tanıdı. Yıllardır yaptığım araştırmalar ki, bunlar benim resimlerimde hep vardır; gerçek nedir, doğru nedir, yanlış nedir, önemli olan nedir? Resimlerde hissettiğim sorgulamaları yaşıyorum, boyadığım her şey oluyorum, çünkü özgürüm ve dönüşebilme yetisine sahibim. Beni güneş ya da su olmaktan ne alıkoyabilir? O gizemli derinliği ancak bu şekilde hissedebilirim.
Serda Güvenç
01.09.2006
s-mall Report Dergisi